Eski Yunancada çevirmen-tercüman yerine kullanılan Hermêneus kelimesi seyahat, ticaret ve iletişim tanrısı, tanrıların habercisi Hermes?\'ten gelir. Hermêneuo kelimesi yabancı dilleri tercüme etmek, çevirmek, açıklamak, kelimelere dökmek, ifade etmek, tanımlamak, hakkında yazmak anlamlarına gelir. Yunanca tercüman, çevirmen anlamına gelen bu kelimenin diğer anlamları da (arabulucu, arasında, anlaşma yapan kimse, evlendiren kimse ) çevirinin tarih öncesi dönemde bile var olduğunu göstermektedir; yazının bile keşfedilmediği zamanlarda.
Eski zamanlarda özellikle gezginler ve tüccarlar arasında fikir ve anlayışların kültürden kültüre taşınması gerekiyordu. Bu suretle çeviri zamanla dünya kültürünün oluşmasında kilit rol oynadı. Örneğin çeviri, ilmin Eski Yunanistan?\'dan Perslere, Hindistan?\'dan Araplara, İslam?\'dan Hıristiyanlığa ve Avrupa?\'dan Çin?\'e ve Japonya?\'ya taşınmasında en önemli etken olmuştur.
Çevirmenler tarih boyunca alfabeleri buldular, dillerin oluşmasına ve sözlüklerin yazılmasına olanak sağladılar. Ulusal literatürlerin ortaya çıkmasına, bilginin ve inanışların yayılmasına katkıda bulundular. Yabancı kültürel değerlerin tanınmasında ve entelektüel tarihin oluşumunda kilit isim tercümanlardır.
Tarihçiler tarafından saptanan, dünya kültürünün oluşumunda temel rol oynayan ulusal tercüme faaliyetleri;
Çevirmenlik sadece ikinci bir dil bilmek demek değildir. Çevirmenlik göründüğünün aksine çok kapsamlı bir uğraştır. Öncelikli olarak dil bilmenin yanı sıra tercüme işinin yapılacağı dillerde dil bilgisine hâkim olma, iyi bir yazın yeteneğine sahip olma ki yetenek sonradan edinilen bir şey değildir, sadece geliştirilebilir-, tercüme edilecek dillerin kültürleri hakkında bilgi sahibi olma, edebiyata yatkın olma gibi pek çok nitelik iyi bir çevirmen olmanın esaslarıdır.